❝Yalnızım, ama bir kente yürüyen ordu gibiyim.❞
Bulantı
❝Düşünmek istemiyorum. Düşünmek istemediğimi düşünüyorum. Düşünmek istemediğimi düşünmemem gerek.❞
Bulantı
❝Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. Öğleden sonra acayip bir an.❞
Bulantı
❝Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister.❞
Bulantı
❝“İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor” diyordu. Ait olamamak da tam olarak burada başlıyor.❞
Bulantı
❝Issız bir adada olsaydınız yazar mıydınız? İnsan hep başkaları okusun diye yazmaz mı?❞
Bulantı
❝Kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş bir şeyler akıyor içimde; dokunmuyorum, bırakıyorum gitsin. Sözcüklere bağlanamadığım için düşüncelerim çoğu zaman karmakarışık. Belirsiz ve hoş şekiller halinde ortaya çıkıyor, sonra kayboluyorlar, hemen unutuyorum onları.❞
Bulantı
❝Senin gibi değilim ben. Bir başkasının benimle aynı şeyleri düşündüğünü görmek hoşuma gitmez.❞
Bulantı
❝Hayatımla ilgili olarak bildiğim her şeyi, kitaplardan öğrendim gibime geliyor.❞
Bulantı
❝Hiçbir şey değişmedi, ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum. Bulantıya benziyor bu, ama aynı zamanda onun tam tersi.❞
Bulantı
❝Tecrübeliyim diye geçinenler mi? Bunlar hayatlarını yarı uyku ve uyuşukluk üzerine kurmuşlardır, sabırsızlıktan çabucak evlenmişler, rastgele çocuk yapmışlardır.❞
Bulantı
❝İnsan olmak çok güç efendim, çok güç.❞
Bulantı
❝Ortada hiçbir neden yokken, birden on yıldır kendime yalan söyleyip durduğumu anladım.❞
Bulantı
❝Bekleyiş, dayanılmayacak kadar ağırdı.❞
Bulantı
❝Her zamankinden daha fazla unutulmuş hissediyorum kendimi.❞
Bulantı